PİNOKYO

December 21, 2010

Pinokyo…

Hani bilirsiniz şu tahta oğlan.. Hani yalan söyleyen ve yalan söyleyince burnu uzayan masal kahramı… Meğer o masal gerçekmiş… Bir dünya pinokyo varmış bizim dünyamızda hem de bunların burnu falan da uzamıyormuş…. Ama bizimkilerin Pepeto ustaları falan da yokmuş saygı duyukları ve sevdikleri… Kendilerinin tanrıları kendileriymiş…. Bizimkiler kimseyi sevmez ve kimseye saygı duymazmış… En saygısız oldukları husus da başkalarının duygularıynış… Onlar, hakkında yalan söylenilebilen orda burda konuşulabilen basit ama basiretsiz mevzularmış… En tipik özellikleri önce kendi söylediklerine gönülden inanmaları ve sonra herkesin bunu duymasını sağlamaları ve nihayetinde aslında herkesin ondan önce bunu bildiklerini ve duydukları yalanıyla kendilerini avutmalarıdır…. Ne komik değil mi? Bi de bunların ambalajları vardır janjanlı…. Etiketleri sağlam gözükür, afilli gözükür, şekilli gözükür… Bi de bunlar attı mı mangalda kül bırakmaz… Bunlarla samimi falan da olamazsınız, izin vermezler; hep bi mesafe koyarlar aranıza, samimiyet onlar için banal bi özelliktir ve fazla gelişmemesi gerekir…. Bunlar çalışırlar ama gösteriş yapmayı da pek severler…Biraz da kedi gibidirler….Velhasıl, bilirsiniz Pinokyo masalın sonunda inayete ermiş yalan söylemeyi bırakmıştır ama bizimkiler için öyle bi umut yok…. Unutun bunu…Aman dikkat bizim Pinokyoların burnu uzamadığı için kendilerini iyi kamufle ederler ona göre… Anladığınızda çok geç olabilir…. Ama beliki de biz onların Pepeto ustalarıyız; belki biz yapıyoruz onları: Bizim iyi niyetimiz ve bizim insanlığımız onları yaşatan… Çünkü ,sen ey iyi insan ,sen her ”Allah’ından bulsun, benden değil.” dediğinde bunları besliyor olabilir misin? Belki de Allah seni görevlendirmiştir. Hiç düşündün mü?

 

ANLADIĞIN KADAR ÖZGÜRSÜN…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Follow by Email
Pinterest
Pinterest
fb-share-icon
Instagram